Dışişleri Bakanı Fidan: Türkiye olmadan AB gerçek bir aktör olamaz
14. Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Ülkemizin tam bağımsız, gerektiğinde oyun oynayan, gerektiğinde oyun bozan bir aktör olması için yılmadan çalışacağız. Bizim için dış politikamızın yürütülme şekli çok nettir. İmkan ve kabiliyetlerimize dayalı, medeniyetimizin değerleri etrafında şekillenmiş, her türlü yabancı etki alanından bağımsız bir milli dış politika. Diğer bir deyişle Türk Yüzyılının dış politikasıdır. Bu vizyonu hayata geçirmek için büyükelçilerimizle çok çalışacağız. Büyükelçiler Konferansı, Türkiye Yüzyılı’nda milli dış politikamızı tartışma fırsatı sunuyor. Önümüzdeki dönemde bizleri bekleyen risk ve fırsatları ele alıp çözüm odaklı öneriler sunacağız. Dış bağlantılarımız ekonomi, güvenlik, güç gibi alanlarda kurum ve liderlerle bir araya gelme fırsatı bulacak. Yeni bir uluslararası sistemin arifesinde dünyadaki duruşumuzu Türkiye Yüzyılı rotası kapsamında şekillendireceğiz.”
“Uluslararası sistem barış, istikrar ve adalet üretemez”
Mevcut uluslararası sistemin dünyanın büyük bir bölümü için barış, istikrar ve adalet üretemediğine dikkati çeken Fidan, şu ifadeleri kullandı: “Giderek istikrarsızlaşan uluslararası sistem, kırılganlığı artıran birçok öngörülemez gelişme içeriyor. Silahlı çatışmalar, terörizm, yabancı düşmanlığı, sistematik olmayan göç ve iklim krizi gibi testlerin birbirini tetiklediğini görüyoruz. Küresel düzeyde savaşın neden olduğu enflasyon, güç krizi ve gıda acısı gibi zorluklarla uğraşıyor. Küreselleşmenin getirdiği refah artışı uluslararası düzeyde adil bir şekilde paylaşılamıyor. Sonucun prestijiyle, mevcut küresel sistem daha karmaşık ve çoklu bir kriz yaşıyor. Değişime ihtiyaç var. Peki bu değişiklik nasıl olacak? Önde gelen devletlerin politika tercihlerine bağlı olacaktır. Türkiye kesinlikle Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde önde gelen devletlerden biridir.
“Türkiye’yi sistem kurucu aktörlerden biri haline getireceğiz”
Dışişleri Bakanı Fidan, “Söz konusu krizlerin böyle devam edemeyeceğini tarih bize acı tecrübeyle göstermiştir” diyen Dışişleri Bakanı Fidan, “Değişime ihtiyaç var. Peki bu değişiklik nasıl olacak? Oyuncular kim olacak? Bu kırılma anında uluslararası sistemin nasıl görüneceği, önde gelen devletlerin siyasi tercihlerine ve bu tercihleri gerçekleştirme yeteneklerine bağlı olacaktır. Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Türkiye de hiç şüphesiz bu öncü devletlerden biridir. Cumhuriyetimizin 100. Yılına ve Dışişleri Bakanlığımızın 500. Yılında Türk Yüzyılına adım atıyoruz. Vizyonumuz, Türkiye’yi sistem inşa eden aktörlerden biri yapmaktır. Değişimi öngörerek bu büyük amaca ulaşacağız. Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle dünya, küresel düzeyde enflasyon, durgunluk, güç krizi ve gıda sorunları gibi zorluklarla uğraşıyor.
“Terör örgütlerinin gözünü açmasına izin vermeyeceğiz”
İlgili tüm kurumlarla birlikte Türkiye’de ve bölgede terör örgütlerine ve arkasındaki güçlere izin vermeyeceklerinin altını çizen Fidan, “Bu doğrultuda yurt içinde askeri, istihbarat ve teknolojik kabiliyetlerimizi artırırken, çabalarımızı sürdüreceğiz. yurtdışındaki arkadaşlarımızla aktif olarak işbirliği yaparak. Bazı farazi, tarih dışı ve içi boş kavramlar geliştirerek Türkiye’yi bölge dışı bir güç hatta hasım olarak nitelemek Balkanlar’da yapılabilecek en büyük hatadır. Moldova ve Ukrayna dahil tüm Balkan ülkelerinin AB ve NATO üyeliklerinin tartışıldığı bir ortamda Türkiye’nin AB üyelik sürecinin sekteye uğraması stratejik bir körlüktür. Yeni dönemde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine vizyoner bir bakış açısıyla yaklaşmak ve tam üyelik perspektifiyle süreci canlandırmak değerlidir. Türkiye olmadan AB gerçek bir aktör olamaz. Tam üyelikle sürecin canlandırılması önemli” dedi.
“Yunanistan ile olumlu havanın devamı için çaba göstereceğiz”
“FETÖ, PKK gibi tüm terör örgütleriyle mücadele edeceğiz” diyen Fidan, “Ülkemizde ve bölgemizde tüm kurumlarımızın ve terör örgütlerimizin ve bunların arkasındaki güçlerin gözünü onlara çevirmeyeceğiz. boşluk bırakmayacağız, nefes almalarına izin vermeyeceğiz.Ege ve Doğu Akdeniz’de çıkarlarımızı hassasiyetle korumaya devam edeceğiz.Komşumuz Yunanistan ile çatışan konuların çözümünde samimiyiz.Olumlu gidişatın devamı için çaba göstereceğiz. Ege’de gösterdiğimiz samimiyeti Yunanistan’dan da bekliyoruz.Milli davamız Kıbrıs’ta duruşumuz nettir.Filistin’de kalıcı barışın tek yolu iki devletli çözümdür.Her türlü hareketin karşısında olacağız. bu vizyona zarar veriyor.”
“Tahıl koridoru için girişimlerimiz devam ediyor”
Dışişleri Bakanı Fidan, Montrö Sözleşmesi’nin uygulayıcısı olarak Karadeniz’de barışın korunması ve bunu tehlikeye atacak girişimlerin önlenmesinin temel öncelikleri olacağını belirterek, “Uluslararası barış için tüm taraflarla temaslarımızı sürdüreceğiz. dünyadaki her haneyi etkileyen Karadeniz Tahıl Girişimi’nin yeniden canlanması. Biliyorsunuz bunu yapabilecek tek aktör ülkemiz Türkiye’dir.”
“Enerji ve ulaşımda merkez konumumuzu yükselteceğiz”
“Dış ilişkilerimizi yapısal bir temele oturtmak için çalışıyoruz” sözlerini kullanan Fidan, şöyle devam etti: “Bölgesel barış ve güvenlik, refahın artmasına da katkı sağlayacaktır. Daha adil bir ilişki için aktif rol almaya devam edeceğiz. Dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.Tüm coğrafyalarla ticari ve ekonomik ilişkilerimizi geliştireceğiz.Elektrik ve ulaşım konularında merkez konumumuzu yükselteceğiz.Bağlamsal projelere öncelik vereceğiz. TANAP, Hazar Geçişi Orta Koridoru gibi.
Yüzyıl Türkiye’sinde ikili ve bölgesel bağlarımızın ekonomik, ticari ve mali yönlerini daha sistemli ve kurumsal hale getirmeye çalışacağız. Güçlü, kendi kendine yeten ve küresel fırsatlara erişimi olan bir ekonomi, ulusal gücümüzün en büyük desteğidir. Dış politikamızı da bu ekonomik hedefleri destekleyecek şekilde planlayıp yürüteceğiz. Ülkemizin ve bölgemizin finansal güvenliğini sağlamak için alternatif finansal ve ekonomik araçların geliştirilmesini destekleyeceğiz. Bu kapsamda dış ekonomik süreçlerin yerel para birimleri üzerinden gerçekleşmesine katkı sağlayacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın Refika liderliğinde hayata geçirdiğimiz Sıfır Atık Girişimi, bu yıl prestijiyle küresel bir politika haline geldi. Vatandaşımızın, soydaşımızın, dindaşımızın, akrabamızın ve diğer mazlum toplulukların her zaman ve her yerde yanında olacağız.